Çarşamba, Aralık 10, 2008

olmayınca olmuyor

o kadar ilginç bir huyu var ki şaşıyor insan. aranız güzel sandığınız bir gün mesela. siz içerdeki odada otururken bir başkasının yanında sizi çekiştirdiğini duyarsınız. bugün sinirle söylenmiş sözler değil aslında yıllardır devam eden birşey. yanında çekiştirildiğim kişiler farklılık gösteriyor sadece bazen dayım bazen babam bazen arkadaşı... ama değişmeyen birşey var o da bunun süregelen bir şey olduğu. o kadar çok uğraştım ki aramızda gerçek bir bağ kurabilmek için ama anladım bu imkansız. artık yoruldum uğraşmıyorum. o kadar çok çabaladım ki kendimi sevdirmek için :) artık bu kadar! başaramıyorum! anladım ki biz sadece birbirinden hazzetmeyen iki arkadaş olabilirmişiz.

Salı, Aralık 09, 2008

mecalim olsun artık :(

"ne biçim bir nesil olduk biz söyle içine yandığımın, durup durup hüzünlenen, hüznünden selim ışıklar çıkaran. hep başka bir yerde olmayı arzulayan ama yürüyecek mecali olmayan."
(
osquée
)

there is no signal


ameliyat olmuştum ben.
uzak bir yerlere gitmişim gibi...çevrimdışıydım bir süre :)
aslında ameliyat olmak garip bir şey. sen bayılıyorsun ve birileri vücuduna bişiler söküp takıyor.
o sırada dünya dönmeye devam ediyor ruhun duymadan...
ameliyat sonrası kendi kendine yetemiyorsun bu zor bir şey... bi süre sana yemek yediriyorlar bebek gibi sana bakıyorlar. o en basit şeyleri bile yapamamak ilginç geliyor. çünkü öncesinde, insan o hale gelebileceğini düşünmüyor hiç.
sonrasında travma etkisi yaratmamak adına böyle basitleştiriyorsun herşeyi kendine anlatırken:)

Pazartesi, Aralık 08, 2008

casablanca




"lisa: sana iki kelimelik, sonunu bilmedigim bir hikaye anlatayım mı

rick: evet

lisa: seni seviyorum..."
ben bu filmi izlemek is-ti-yo-ruuum...


masal masal içinde


bir romanın içindeyiz sanki
yazar istediği zaman aynı şeyleri düşündürtüyor ikimize
istediği zaman önümüze engeller koyuyor
ya da onları kaldırıveriyor
istediklerini tanıştırıyor
yollarını kesiştiriyor
ya sahiden bir hikayeden ibaret olabilir miyiz???
yani biz ne istersek ne düşünürsek o öyle yazdığı için.. aslında irade diye bişey yok belki...
yazdığı gibi yapıyoruz herşeyi

Pazar, Aralık 07, 2008


sana aşıkmışım ben aslında

güzel cümle!

Cuma, Aralık 05, 2008

Drosophila görmek istemiyorummmm...

Genetik dersinden de uykuya elveda demek için içtiğim nescafelerden de bi nefret geldi sanki.. Bir an önce başlamam lazım çalışmaya ama ben erteledikçe erteliyorum. Dokkuuuuz günlük bayram tatiline kaldı artık iş :(

Çarşamba, Aralık 03, 2008

adımı unutacak kadar...

Ne konuşuyor bu insanlar
Ne kadar uzak kelimeler anlamdan
Aynama bir yabancı sızmış
Bakıyor bana uzaktan
Sensizlikten kalan en acı gerçeğim hiçliğim
Ucuz basit ve sıradan
Pazara çıkmış gibi sanki ipliğim
Hayat beni unutsa da sen unutma
Adımı unutacak kadar kaybettim kendimi
Olsun
Beni unutma... beni unutma
Bir uçurumun en ucundayım
O kadar yokum ki görmüyorlar
Kalbim susmuşlar yeri
Kuşlar korkup kaçmıyorlar
Söz&müzik:Feridun Düzağaç
--------------------------------
birilerinin hayatına dahil olmak... bu ara bende eksik şey bu sanırım. sanki herkes beni unutmuş gibi. unutulmamak için unutulmaz olmak için ne yaptım peki...? hiç! önceden böyle bir gayem yoktu ki... unutulduğumu, olmasam da olur olduğumu farkedince anladım bişiler yapmış olmam gerektiğini.
bu şarkı öylesine iyi anlatıyor ki beni... feridun beni tanıyor mu acaba diyorum :)
çekip gidince beni anımsayan kaç kişi kalır merak ettim... gitme vakti yakınlaştı sanırım o yüzden böyle şeyleri zaman ayırıp düşünmeye başladım.
neyse güzel şarkı işte...dinleyin.