Çarşamba, Kasım 12, 2008

acil yardım isteyenler ve halinden memnun olanlar :)

İşte O Üç Harf… A-Ş-K
Bir insan neden aşk ister?
Heyecan, güven, arzu, mutluluk, uyum, istek..nedir onu diğer insana bağlayan?
Hepsi birden mi cevap?
Yoksa sadece o an yalnızca yanında olmak istemek mi?????
Cevaplarını bildiğin soruları yanıtlayıp güven vermesi mi, süprizlerle dolu olması mı?
Ya da onu aklından çıkaramıyor olmak mı??????
Yapmasını istediğin şeyleri yapmıyor, beklediğin cevapları vermiyor, istediğin gibi davranmıyor, hatta yalanını yakalıyorsun belki… aslında böyle bakınca bu pek de aşka benzemiyor mu?
Peki ya gözlerine bakınca durum değişiyorsa..
O gözler sana yolunda gitmeyen her şeyin iyi bir nedeni olabileceğini kanıtlar gibi bakıyorsa..
O gözler dünya üzerinde var olan her şeyi o an unutturuyorsa bu nedir?
Uyuşturucu??
Akli dengesizlik??
AŞK???
Sanırım cevabı sadece yaşayanlar biliyor ve kalanlar bir gün onları anlayabilmeyi ümit ediyor.

Pazartesi, Kasım 10, 2008

bana yalan söylediler kaderden bahsetmediler


keşke hep küçük kalsaydık da; etrafımıza baktığımızda herşey daha büyük, daha mükkemmel, daha erişilmez görünmeye devam etseydi... bu kadar sıradanlaşmasaydı. küçücük ellerimi kocaman avuçları içine alan babam ne de mükemmeldi. pembe külahta yediğim çilekli dondurmanın tadı ne kadar lezzetliydi. 500 lira ne büyük paraydı. annemle babamla parka giderken hayat ne kadar güzeldi. bileğime bağlanan sarı balonla salıncakta sallanırken; bir "noluur anne" "noluur baba" deyişimle dünyanın tüm kapıları önümde açılıyordu sanki...

geçen yıllar mutluluktan çok hüzün getiriyor...

bir yılbaşının daha yaklaşıyor olması o yüzden bozuyor sinirlerimi.

hiç bir yılbaşı kutlamasında mutlu olmayan biriyim ben, yılların geçip gitmesi hoşuma gitmiyor.

Çarşamba, Kasım 05, 2008

ev-len-mek bırrrrrrr....!

- bence evlilikte önemli bişeyi kaybediyor insan özgürlüğünü. beni en çok düşündüren de bu. bana karışan böyle yapma şöyle yapalım, yok yalnız gitme de beraber gidelim diyen biri düşünemiyorum.

- ya hayır. hiçbir kuralı istemiyorum de-mi-yo-ru-mmmm
ben kendi doğrularımla yaşıyorum şimdi, istediğim insanlarla görüşüyorum, istediğim satte istediğim yere gidiyorum veya gitmiyorum.
ama müstakbel kocam diycek ki
"pardon bayan bu saatte nereye "
"X ile Y ile bu kadar görüşmen gerekli mi "
"kızlarla gezmek yerine annemlere gidelim pazar günü "
vb. vb. vb. bunlar öylesine örnekler..

-belki kendi kafamda biri çıkcak karşıma ve benim uzaylı olduğumu kabullenip hiçbişeyimi sorgulamıycak belki. ya da o da benim gibi olcak birbirimize nefes alma özgürlüğü tanıycaz. bilmiyorum ama çok zor bee.. bi ömür yani demi.


-----------------------

(yıllar sonra)

bir sabah programında görülen matilda: 45 yaşındayım, biyoloji öğretmeniyim, evim var arabam var, hayatım boyunca aynı gezegenden geldiğim aynı dili konuştuğum o diğer insanı aradım ama bulamadım. ama artık yoruldum. bahtıma ne çıkarsa kabulüm :D

Pazar, Kasım 02, 2008


pembeydi gözyüzü geçen sene bi gün...

içimden bi yerden geceyarısı süprizi :)

-istesek alasını buluruz beaaaa

ne kdr başına buyruk, hanım hanımcıkla zıt kutup görünsek de üçümüzün de içimizde öyle sığınaklarımız var ki.. o şımarıklığın, bize bişi olmazlığın, biz ne istersek onu yaparız karışanımız yok görüşenimiz yok durumunun arka taraflarında bi yerde sanırım. biz böle süpperizin yan komşusu belki. yara almıyoruz aklımızca.. kendimizi bişeye kaptırmıyoruz.. istesekden çok .ötümüz yese belki...

ya f.d. haklıysa çiçekler sevildikçe büyürse...
belki o yüzden büyümedik 17de kaldık biz..??

(belki üç kişilik bi yazı değildir bu, belki bi kişiliktir. emin olamadım sonradan)